YILLAR
Bazen suskun kalarak,bazen gelerek dile,
Korkunç bir kâbus gibi rûhu sarıyor yıllar.
Haykıran hatâların sevimsiz dili ile,
Boşa geçen anlardan hesap soruyor yıllar.
Akrep ile yelkovan düğüne gider gibi,
Ömür coşan saate ’daha hızlı’ der gibi.
Bir zâlimin elinde kanlı bir hançer gibi,
Şık zâfer edâsıyla kalbi yarıyor yıllar.
Gönüldeki yanardağ öfke ile çıkıyor,
Hasretteki volkanlar alev alev yakıyor.
Özlemlerdeki lavlar gönlü yakıp yıkıyor,
Günlerin kucağında bir bir eriyor yıllar.
Haftaların acısı patlayan damar gibi,
Aylar kırık belleri sıkan bir kemer gibi.
Kaderin suratında şaklayan şamar gibi,
Vicdansız darbelerle kalbe vuruyor yıllar.
Hâtıralar savurur sonbahar yeli gibi,
Gönül yetişmek ister ardından,deli gibi.
Umutlar okşamıyor bir anne eli gibi,
Ağaran saçlarımı zevkle tarıyor yıllar.
Yüzdeki tatlı renkler ağır ağır sönüyor,
Gözlerdeki kepenkler yavaş yavaş iniyor.
Cankuşum adâletin özyurduna dönüyor,
Hüzünlü final için sebep arıyor yıllar.
Nazım İNCE