-Cemaynur Okur ablama en derin sevgilerimle-
ALACA SAYFALAR 1
Yokluğun bir okyanus derinliğinde boşluk;
Şimdi anladım bunu hasretin burgusunda.
Şu yaban ellerinde gurbet denen sarhoşluk;
Bir denge bırakmıyor insanların usunda...
Her düşmede sevdanın türküleri özüme,
Suskular akın eyler gönlümde ki hisâra.
Hayâlin sürme gibi çekilirken gözüme,
Duygular semâh eder ruhumu sara sara...
Şahinler uçmak için seçerken yüksekleri,
Ben de omuzlarıma yükledim her engini!
Çoğaldıkça hayatın dalgalı tümsekleri,
Artık seçemez oldum düşlerimin rengini!
Kaç seheri uyurken kaldırdım beşiğinden,
Unuttum sayısını belki de bin af ile...
Kambur düşüncelerin atlarken eşiğinden,
Anladım her teselli, her avuntu nafile...
Bugünlerim takatsiz, yarınlarımsa fersiz;
Zerre değeri yoktur sensiz geçen bir an’ın!
Dut karası günleri uğurlarken zafersiz;
Yosun tutar saatler kıyısında zamanın!
Hüsnü Özdilek
ALACA SAYFALAR 2
Kader denen gemide benim gibi tayfalar;
Ordan oraya düşer hedefsiz bir ok gibi.
Kırk baharın ardından bu alaca sayfalar;
Her yaprakta çoğalır… biteceği yok gibi!
Avuçlarım elimden kayıverdi durmadan;
Tutunmak istedikçe sevdanın kanadına.
Daha gökkuşağına otağımı kurmadan;
Tepeme karanlığı sağdılar inadına!
Üstüme bardak bardak yalnızlık dökülürken;
Hep sığınak aradım duaların koynunda.
Aklımın dikişleri her akşam sökülürken;
Derin yara izleri gördüm sabrın boynunda!
Benliğimi emerken kısır kalabalıklar;
Perçemini aradım gamzeli bakışların.
Bıçakları kör eden perdesiz kabalıklar;
Arkasına gizlendi fâhişe alkışların!..
Gün geldi omuzuna yaslandım Baba Ren’in;
Kızılırmak, Sakarya el ederken uzaktan...
Dedi ki "yok mu senin benden başka yârenin?
Yok mu seni çıkaran düştüğün her tuzaktan?”
Hüsnü Özdilek
ALACA SAYFALAR 3
Gurbetin doruğunda derdime ne em olur?
Vuslata ağ örülür yarasa gölgesinden...
Her yola çıkışımda sanki bir deprem olur
Bahtımın toprakları çalınan ülkesinden!
Topukları nasırlı yolları adımlarken,
Suratını kaybeden mazim düşer yadıma...
Kurak geçen yılların eteğine damlarken,
Dilsiz bir hatırayı kaydederler adıma.
Bazen uçurumları taşıdım kucağımda,
Ensemde soluğunu hissederken cinnetin!
Bazen de sedasını işittim bucağımda,
Cehennemden kıl kadar uzaktaki cennetin...
Kurtulmak istedikçe kaybolurum içimde;
Beş kördüğüm atılır kimsesiz nefesime...
Korkular cevap verir en korkunç bir biçimde;
Kendi çırpınışımda yankılanan sesime!
Zemheri gecelerin zağlı kırbaçlarını;
Boşa çıkaramadım aşk şarabı içerek...
Yine de şafakların tararım saçlarını;
Turkuaz bir buuttan doludizgin geçerek!
Bir tutam aşk evreni bir boşluğa eler de;
Ruhunu soyundurur alırken göz hapsine...
Bedenim bir eleğe dönse de darbelerde;
Yüreğim göğüs gerer acıların hepsine!
Hayat denen imgeye “sana yenildim” demem;
Gözlerimin önünde hazırlansa tabutum!
Kâinat viran olsa yine de hiç gam yemem;
Nefes mühürlenmeden tükenmez ak umudum!..
Hüsnü Özdilek