MAZİDE KALAN
Bizim köyün; dağlarına kar yağmış,
Doğayı tatlı, bir güzellik sarmış!
İlk sevenim daha, ölmemiş sağmış!
Haberi bana,"sırdaşı Nil" verdi.
Günlerden çarşamba; vakit ikindi,
Ansızın karşıma bir kız dikildi!
Ben ergendim! O ise yetişkindi!
"Ağlarsam; göz yaşlarımı, sil derdi."
Kendi eliyle toplamış; kır çiçeği,
Birde üstüne kondurmuş, uğur böceği
Varmış bana son kez, bir diyeceği!
"Hayat susuz kalmış, dünyam çöl derdi."
Arada geçmiş tam; yarım asır!
Bizimle mezara,! girecekti bu sır.
Narin ellerinde, var idi nasır
"Beni görünce; hemen koş, gel derdi."
Çok mutlu olurdu; beni gördükçe,
Bu minval üzre, aşkımız sürdükçe!
O bilmezdi Kürt’çe, ben ise Türk’çe!
"Keşke bilseydik, üç beş dil derdi."
Cebime bırakmış; bir adet çağrı,
Sol yanında varmış, şiddetli ağrı.
Ağrıdan sızıdan, yanarmış bağrı!
"Derdimin dermanı; sensin, bil derdi."
Gençlik hatasıydı! mazide kalan,
Amel defterimdi; günahla dolan.
Öğrendim; Hakk’ı, bulmakmış aslolan.
"Sığın Rahman’a, rahmeti bol derdi."
Eşref İnanç