Hey hat oynamışa utmuşa düştük…
Ektik biçtik el kotardı Îradı,
İblisinen aşık atmışa düştük.
Tadamadık mürüvveti muradı,
Hey hat oynamışa utmuşa düştük…
Bir saat akıllı bir saat deli,
Bir karış ağ’zı var beş karış dili,
Ne işe varıyor ne aşa eli,
Her halttan bir parmak tatmışa düştük…
İçi bizi dışı alemi yakar,
Ha evli yaşamış ha dul ha bekar,
Hesabı menfaat kitabı çıkar,
Hamuduynan deve yutmuşa düştük…
Ocağıma çöreklendi bir yılan,
Bir avuç kül oldu gözlere dolan,
Her anı bir plan,her sözü yalan,
Anasının ipliğ’ni satmışa düştük…
Kendi geldi soyun sopun sormadan,
Çıktı gitti senesine varmadan,
‘Dede’ olduk torun günü görmeden,
Edebi hayası yitmişe düştük…
KURTOĞLU’YUM burnun tutar tepeye,
‘Çüş’ den öte söz kâr etmez sıpaya,
İt olsaydı bağlamazdım kapıya,
Kahpe kasığında yatmışa düştük..
19 haziran 2011 Pazar
Rifat Kurtoğlu