TEZAT…
Nefsin gözü ayda, zapt olmaz “aslan”
Tilkiyi pohpohla, çakala yaslan
Ruhumuzu soyar her gün an be an
Murat dağ Ağrı’dan “yüce” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Hüneri çeç ile kaplarken arı
“Tesettür modası” yapan soytarı
Akıbeti ateş, cehennem varı
Korkudan gündüze “gece” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Bunların halinden belli keramet
Keramet ki sonu pişmanlık, zahmet
Sıktırma mı giymiş Mahmut-u Ahmet
Kalın kaburgaya “nice” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Bir karış sakalı, mankenle işi
Markalı gözlüğü, altından dişi
Doksan dokuz taşlı tespihli kişi
İki laf edene “hoca” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Tenha yüreğinde top oynar in cin
İstersen “sözüne” olsun güvencin
Kanını emiyor Müslüman gencin
Olumsuz cümleye “hece” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Oldurunca yazık demez bu zevat.
Soldurunca bozuk demez, bu zevat.
Doldurunca kazık demez bu zevat.
Bu ki; yücelere “cüce” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Bunun ak rengi yok, halkı, ırkı yok
Bunun otuzu yok, bunun kırkı yok
Bunun Firavundan hiçbir farkı yok
Bu sene kırkıncı “hacca” diyen zat
“Tesettür” diyerek soyar, bu tezat
Zülfikar Yapar Kaleli