Üye Olacağım  |  Şifremi Unuttum  |  Aktiv. Emailim Gelmedi Email : Şifre :
Türk Halk Şiiri Ve Şairleri... Türk Halk Şiiri Ve Şairleri...

*** Türk Halk Şiiri Ve Şairleri ***

Halksiir.com Anasayfa | Forum Anasayfa | Kategori Dökümü | Kurallar | Chat | Tavsiye Et | İletişim

*** Şiir Bölümü Ve Şair Sayfaları ***


Forumda Kelime Ara :
Forum Diz :
Forum Hızlı Menu :
Forum >> TARİH >> İslam Tarihi...

Konu Okunuyor
Moderatör yok Bu kategorideki ziy.sayısı1 kişi aktif Bu konuya cevap vereceğim Bu kategoride yeni konu açacağım
20 Şubat 2009 Cuma Okunma :Bugün 2 Toplam 7744 Konuyu Takip Listeme ekle Bu konuya cevap vereceğim
admin (SA)
Konu-126 : %30
Mesaj-5 : %9
admin
İSTANBUL
Erkek Yaş:52
Yazar
Teşekkür Et İçeriğe puan ver Üyeye mesaj gönder Konuyu arkadaşına öner Üyenin tüm kayıtları

Konu Okunuyor İslam Öncesi ( CÂHİLİYYE DÖNEMİ ) Toplam Puan:0
0 kişi oyladı Ort.()
#84Alt

CÂHİLİYYE DÖNEMİ



Bilgisizlik, gerçeği tanımama. İslâm, tam bir aydınlık ve bilgi devri olduğu için, Arabistan'da İslâmiyet'in yayılmasından önceki devre, daha dar anlamı ile Hz. İsa'dan sonra peygamberimizin gelmesine kadar geçen zamana "cahiliyye" devri adı verilmiştir.

Cahiliyye, insanın Allah'ı gereği gibi tanımaması, ona kulluk etmekten uzaklaşması, onun ilâhî hükümlerine değil de kişinin kendi hevâ ve hevesine uyması, insanların koyduğu emir ve yasaklara, siyasî sistem ve düşüncelere inanmasıdır. Kur'an-ı Kerîm'de: "Onlar hâlâ Cahiliyye devri hükmünü mü istiyorlar? Gerçeği bilen bir millet için Allah'dan daha iyi hüküm veren kim var?" (el-Mâide, 5/50) buyurulur. İslâm'ın hakim olmadığı ortamlar Cahiliyye çağlarıdır. Çünkü ilâhî bilginin kaynağından yoksun olan ortamlardır. İslâm'ın gelişinden önceki dönemde yaşayan müşrikler Allah'a isyan etmiş onun hükümlerine sırt çevirmiş bir toplum olarak son derece ilkel ve cahil hayat sürüyorlardı. Cahiliyye Arapları'nın sürdüğü hayattan ve içinde yaşadıkları ortamdan bazı örnekleri şöyle sıralamak mümkündür:

Putlara Taparlardi

Cahiliyye insanları Allah'ın varlığını kabul etmekle beraber putlara taparlardı. Onlar putlarının Allah katında kendilerine şefaatçı olacaklarına inanırlar ve: Biz onlara ancak bizi daha çok Allah'a yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz" (ez-Zümer, 39/3) derlerdi.

Icki Icerlerdi

Şarap içmek adeti çok yaygındı. Şairleri her zaman içki ziyafetinden bahseder, içki şiirleri edebiyatlarının büyük bir kısmını teşkil ederdi. Hatta Enes b. Mâlik (r.a.)'in bildirdiğine göre İslâm'da içki, Mâide Suresi'nin doksan ve doksanbirinci ayetleriyle kesin olarak haram kılınmış, Hz. Peygamber (s.a.s) tellal bağırttırarak bunu ilân ettiğinde Medine sokaklarında sel gibi içki akmıştır (Müslim, Eşribe, 3).

Kumar Oynarlardi

Cahiliyye çağında kumar da çok yaygındı. Cahiliyye Arapları kumar oynamakla övünürlerdi. Öyle ki kumar meclislerine katılmamak ayıp sayılırdı. Onların şairlerinden biri karısına şöyle vasiyette bulunur:

"Ben ölürsem, sen, aciz ve konuşma bilmeyen, iki yüzlü ve kumar bilmeyen birini isteme."

Tefecilik Yaparlardi

Tefecilik almış yürümüştü. Para ve benzeri şeyleri birbirlerine borç verirler; kat kat faiz alırlardı. Borç veren kimse, borcun vadesi bitince borçluya gelir: "Borcunu ödeyecek misin, yoksa onu artırayım mı?" derdi. Onun da ödeme imkânı varsa öder, yoksa ikinci sene için iki katına, üçüncü sene için dört katına çıkarır ve artırma işlemi böylece kat kat devam ederdi. Tefecilik ve faizin her çeşidini haram kılan Allah, özellikle Araplar'ın bu kötü âdetlerine dikkati çekerek "-Ey iman edenler! Kat kat faiz yemeyin." (Âli İmrân,3/130) buyurmuştur.

Faiz Oranlari Cok Büyüktü

Faizcilik Araplar arasında o kadar yerleşmişti ki ticaretle onun arasını ayıramıyorlar; "Faiz de tıpkı alış-veriş gibi" diyorlardı. Bunun üzerine inen ayette: "Allah alış-verişi helâl, faizi ise haram kılmıştır. " (el-Bakarâ, 2/275) buyrulmuştur.

Fuhus Cok Büyük Orandaydi

Cahiliyye Araplar'ı arasında fuhuş da nadir şeylerden değildi. Cariyelerini zorla fuhuşa sürükleyenler vardı. Kur'an-ı Kerîm'de bu hususa işaretle: "İffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. " (en-Nûr, 24/33) buyurulur.

Kocanın birkaç metresi olduğu gibi, kadının da başkalarıyla ilişkide bulunması, bazı çevrelerce nefretle karşılanmayan bir davranıştı. Fuhuşla ilgili Cahiliyye Araplarının şu adetlerini zikredebiliriz:

Kadın âdetinden temizlendikten sonra kocası ona "şu adama git ve ondan hamile kal" derdi. Kadın istenilen adamla beraber olduktan sonra kocası hamileliği belli oluncaya kadar ona yaklaşmazdı. Sonra yaklaşabilirdi. Bu, iyi bir çocuğa sahip olmak için yapılırdı.

Sayıları üç ila on arasında değişen bir grup erkek kadının evine girerek, sırasıyla hepsi de onunla cinsi münasebette bulunurdu. Kadın hamile kalıp da doğum yaparsa doğumdan bir kaç gün sonra bu erkekleri çağırır, erkekler de zorunlu olarak bu davete iştirak ederlerdi. Sonra onlara: "Olanları biliyorsunuz, doğum yaptım" içlerinden birine işaret ederek "çocuğun babası sensin" derdi. O da bundan kaçınamazdı.

Bazı fuhuş yapan kadınlar da tanınmaları için kapılarına bayrak asarlardı. Bu tür kadınlardan biri doğum yaptığı zaman teşhis heyeti toplanıp çocuğun kime ait olduğunu tespit ederdi. O da çocuğun babası olduğunu kabul etmek zorunda kalırdı. (Buhârî, Nikah, 36)

Kadına değer verilmez, hak ve hukuku tanınmaz, adeta bir eşya gibi telakki edilip miras alınırdı. Biri ölüp karısı dul kalınca ölenin varislerinden gözü açık biri hemen elbisesini kadının üzerine atardı. Kadın daha önce kaçıp bu halden kurtulamazsa artık onun olurdu. Dilerse mehirsiz olarak onunla evlenir, dilerse onu bir başkasıyla evlendirerek mihrini almaya hak kazanır ve kadına bundan bir şey vermezdi. Dilerse, kocasından kendisine kalan mirası elinden almak için onu evlenmekten menederdi. Bunun üzerine inen ayette: "Ey inananlar! Kadınlara zorla mirascı olmaya kalkmanız size helâl değildir. " (en-Nisâ, 4/19) buyurulmuştur. (Şevkânî, Fethu'l-Kadir, I, 440).

Yiyeceklerin bazısı yalnız erkeklere ait olup kadınlara yasak ediliyordu. "Onlar: Bu hayvanların karınlarında olan yavrular yalnız erkeklerimize mahsus olup, eşlerimize yasaktır. Ölü doğacak olursa hepsi ona ortak olur" dediler (En'âm, 6/139)

Kizlari Diri Diri Topraga Gömerlerdi

Cahiliyye Arapları'nın kötü adetlerinden biri de kız çocuklarını diri diri toprağa gömmeleriydi. Onlar bunu namuslarını korumak veya ar telakki ettikleri için, bazıları da sakat ve çirkin olarak doğduklarından yapıyorlardı. Kur'an-ı Kerîm'de şu ayetlerde buna işaret edilir: "Onlardan birine Rahman olan Allah'a isnat ettikleri bir kız evlâd müjdelense içi öfkeyle dolarak yüzü simsiyah kesilirdi. " (ez-Zuhruf, 43/17), " Diri diri toprağa gömülen kız çocuğunun hangi suçla öldürüldüğü sorulduğu zaman... " (Tekvir, 81/8-9), "Ortak koştukları Şeyler müşriklerden çoğuna çocuklarını öldürmeyi süslü gösterirdi. "(el-En'âm, 6/137)

Ekin ve hayvanlarını iki kısma ayırıyor bir kısmını Allah'ın böyle emrettiğini sanarak Allah'a veriyor ve bir kısmını da Allah'a eş koştukları putlarına ayırıyorlardı. Onlar bu batıl inanç ve adetlerinde biraz daha ileri giderek Allah'ın payına düşeni alıyorlar, onu eş koştukları putların payına ekliyorlardı. Ama putlarının payından alıp öbürüne ilâve ettikleri görülmüyordu. "Allah'ın yarattığı ekin ve hayvanlardan O'na pay ayırdılar ve kendi iddialarına göre: "Bu Allah'ındır, Şu da ortak koştuklarımızındır" dediler. Ortakları için ayırdıkları Allah için verilmezdi. Fakat Allah için ayırdıkları ortakları için verilirdi. Bu hükümleri ne kötüydü!" (el-En'âm, 6/136).

Bir kısım hayvanlarla ekinlerin bazısını dilediklerinden başkasına yasaklıyorlardı. Ayrıca bir kısım hayvanlara binerken ve keserken Allah'ın adının anılmasına engel oluyorlardı. (el-En'âm, 6/138).

Bunun dışında hayvanlarla ilgili şu adetleri de vardı:

Deve beş batın doğurup beşincisinde erkek doğurursa kulağını çentip serbest bırakırlardı. Artık ona binmeyi ve sütünü sağmayı haram kabul ederlerdi. Buna "Bahîra"* derlerdi.

Saibe*; dileği yerine gelen kimsenin putlara adadığı deve idi. Buna da binilmez ve sütü sağılmazdı.

Vasîle*; koyun dişi doğurursa kendileri için; erkek doğurursa putları için olurdu. Şayet biri erkek, biri dişi olmak üzere ikiz doğurursa, dişinin hatırı için erkeği de kesmezler ve buna "Vasîle" derlerdi.

Hâm* ; bir erkek devenin soyundan on döl alınırsa onun sırtı haram sayılır, su ve otlakta serbest bırakılırdı. Kimse ona dokunmazdı.

Bütün bunlardan başka müşrikler atalarından devraldıkları birtakım adetleri devam ettirme konusunda direniyor ve hatta bunların bazılarının, kendilerini Allah (c.c.)'a daha çok yaklaştırdıklarını ileri sürüyorlardı.

İbn İshak şunları aktarıyor: "Kureyş, ya Fil olayından evvel veya daha sonra meydana geldiğini tahmin ettiğim bir bid'at ortaya çıkardı ki, tarihte (Hums) diye anılıp, asalet-i diniye iddiasından ibarettir." Bunlar: "Biz, İbrahim'in evladıyız, ehl-i Harem biziz, Beyt'in sahibiyiz, Mekke'nin de sâkini bulunuyoruz. Arap kabilelerinden hiçbir kabîle, bizim sahip olduğumuz bu şeref ve itibara sahip değildir. Binaenaleyh biz, bu müstesna mevkiimizin şeref ve itibarını korumalıyız. Bundan sonra Harem haricinde hiçbir şeye tazim etmeyip bütün ihtiramatımızı Harem dahilinde hasretmeliyiz. Meselâ, Arafat'ta halk ile bir sırada, yan yana, omuz omuza durup vakfe etmek, sonra halk ile geri dönüp gelmek bizim kadrimizi tenzil eder" diyorlardı.

İbn İshâk devamla: "Kureyşliler bu asalet fikrini ortaya koydu ve uygulamaya da başladı. Arafat'a çıkmayı, Arafat'tan ifazâyı terk ettiler. Herkes Arafat'ta vakfe ederken, bunlar Müzdelife'ye giderler, orada dururlardı. Ve "Biz ehlullahız, Harem-i Şerif'in hâdimleriyiz" diyerek, diğerleriyle eşitliği kabul etmezlerdi. Fakat bunlar, Arafat'ta vakfe etmenin İbrahim (a.s.)'in dini muktezası olduğunu biliyorlardı. Kinâne ile Hüzâaoğuları da bu hususta Kureyş'e iltihak etmişlerdi.

Bunlar hac için, umre için gelen bedevîlere müdahaleye kadar ileri gitmişlerdir. Harem hâricinden gelen herkesin, Beyt'in ilk tavafı Siyab-ı Hums ile tavaf etmelerini kararlaştırdılar ve uyguladılar. Bu kararın neticelerinden biri: Kim ki adi bir elbise ile gelip tavaf ederse, tavaftan sonra o elbiseyi çıkarıp atması zarûrî idi.

Bu kararların ikinci neticesi ise; asilzadelere mahsus bir elbisesi olmayan bedevî erkeklerin çıplak; kadınların da yalnız önü yırtmaçlı kısa iç gömleği ile tavafa mecbur edilmesidir.

Bu ve bunun gibi pek çok âdetler yürürlükte idi. Rasûlullah (s.a.s)'a iletilinceye kadar da bu âdetler yürürlükte kalmaya devam etti. Daha sonra da A'râf suresinin 26, 27, 28, 31 ve 32. ayetlerinde, çıplak tavaf ile birlikte diğer bid'atler de yasaklanmıştır.

Ebû Hüreyre (r.a.)'den gelen bir rivayete göre, Ebû Bekr es-Sıddık (r.a.) Vedâ Hacc'ından (bir sene) evvel, Hz. peygamber tarafından Hac Emîri* olarak (Mekke'ye) gönderildiğinde, Ebû Bekr de Ebû Hureyre'yi Kurban Bayramı'nın ilk günü Mina'da büyük bir cemaat içinde halka (şu iki maddeyi) ilâna memur kılmıştır. (Ebu Hüreyre): "Ey Nas! İyi biliniz, bu yıldan sonra müşriklerin haccetmeleri, çıplakların da Kâbe'yi tavaf etmeleri yasaktır" demiştir. (Sahîh-i Buhâri, Tecrid-i Sarih Tercümesi, VI,13) Fakat onlar bunu kabule yanaşmamışlar, atalarını körükörüne taklide çalışmışlardır. "Onlara: Allah'ın indirdiğine ve peygambere gelin dendiği zaman: Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter' derler. Alaları bir şey bilmeyen ve doğru yolu da bulamayan kimseler olsalar da mı?" (el-Mâide, 5/104). İslâm, topluma hakim olunca bütün bu cahilî sistemin ilkel davranışlarını tamamen yasaklamıştır" (el-Mâide, 5/103).

Bütün bunlara baktığımızda, Cahiliyye'nin bir inanma biçimi olduğunu görüyoruz. Cahiliyye; bir şeyi gerçeği dışında bilmek, anlamak ve buna göre amel etmek demektir. Bu duruma göre Cahiliyye; insanın ve toplumun İslâm öncesi ve İslâm dışı bir yaşayış biçimiyle yaşaması demektir. Doğru yolun zıddı, ilmin aksi olan, eskiyen ve değişken olan, bölgelere, kavimlere ve anlayışlara göre kurulan her türlü İslâm dışı rejimler; cahilî sistemler ve hükümlerdir.

***Kaynak***

Facebook'ta paylaş




Sitemizde Bulunan Alıntı, Makale, Şiir vb. Bütün içerikler Tamamen bilgilendirme Amaçlıdır. Sitemiz Bu içeriklerden Hiç Bir Şekilde Kar Amacı Gütmemektedir. Bu yazının Yayın İlkelerini İhlal ettiğini düşünüyorsanız,İletişim den Bize bildiriniz... En Kısa Sürede Size cevap verilecektir.


İçeriğe puan verPuan ver...

Cevap yazılmadı
Cevap yazabilirsiniz Bu konuya cevap yazabilirsiniz
*
 

Bazı istatistiksel değerler 30 dakikada bir güncellenmektedir.Güncellenmeye 5 dakika kaldı.
 Derece  Konu  Mesaj  Aldığı Teşekkür
Mehmetaluc
Admin (SA)
Halkin_sairi (SA)
Canbaba
Yaren
Mehmetaluc  %50
Admin (SA)  %30
Canbaba  %3
Yaren  %2
Mavi  %2
Mehmetaluc  %20
Halkin_sairi (SA)  %14
Admin (SA)  %9
Cakir  %9
Eyalbuz  %9
İslamehli 2
Eyalbuz 2
Halkin_sairi (SA) 2
Osman7159 1
Seraphoca 1
 Bu Gün Online Olanlar  En Yeni Üyeler  Doğum Günü Olanlar
Birfani , Arslan53 , Nbterzi , Vaysal , Cooker19 , Seopak , Behlul , Durmus , Haydar , Mavi , Halife , Kemaldoganay , Beyza , Sairmahmutbaki , Halisi ,
Bugün doğan üyemiz yok
Semboller Aktif Konular & Son Konular Rastgele On Şiir Diğer İstatistikler
Yeni Konu açamazsınızYeni konu Açamazsınız
Konu Açabilirsiniz Yeni konu açabilirsiniz.
Cevap yazabilirsiniz Konuya cevap yazabilirsiniz.
Konuya mesaj yazılamaz Konu kapalı konuya cevap yazamazsınız.
(M) Moderatör
(A) Admin
(SA) Son Admin
Yalanlara Kanma Reklama Aldanma...
Yalanlara Kanma Reklama Aldanma...
Algılara Yenilmeyin....
Zavallı Müslüman...
Filistin Cephesi...
Dubai Masası & Operasyon Merkezi
Sakın Tökezlemeyin...
Atışmaya Davet
Siyonizm'in Ortadoğu'daki Hedefi
Siyonizmin Oyunları...
ÜÇ MADDELİ HADİSİ ŞERİFLER...
Berat Gecesinde Affedilmeyecek İnsanlar
Sakın Öldük Zannetmen...
SENDE Mİ ONDA MI VİRÜS BENDE Mİ
Osmanlı'nın Yıkılmasına Kapı Aralayan Filistin Ve Suriye Cephesinde Ne oldu?
...

...

...

...

...

...

...

...

...

...
Ana kategori :9
Alt Kategori :27
Toplam Konu :418
Toplam Cevap :55
Online Üye :0
Misafir :19
Toplam Online :19
En Çok Okunan Konular Cevap Alan Konular En Çok Puan Alan Konular Bu Gün Çok Okunan Konular
Hacı Taşan - Hayatı ve Bir Türkü ( Bu gün ayın ışığı...) Dinle...
Ekrem Çelebi - Hayatı ve Bir Türkü ( Olmazmıydı... ) Dinle...
Refik Başaran... (Hayatı ve Dam Başında Sarı Çiçek Dinle)
Develi Musıki Hayatına Genel Bir Bakış ve Develi Türküleri
Şiirde Kafiye Ve Redif Bilgileri...
Yıldıray Çınar - Hayatı ve Bir Türkü ( Bölemedim felek ile kozumu) Dinle...
Ümit Tokcan - Hayatı ve Bir Türkü ( Üryan geldim yine üryan giderim) Dinle...
Fon Müzikleri
3.Hece Şiir Değerlendirme Yorumları...
İmlâ Kuralları
Halk Şiirinde Hece Ve Aruz Türleri...
İmlâ Kuralları
Gözlerin... (sesli, görüntülü şiir)
Topla göçümüzü gidelim gönül...(sesli, görüntülü şiir)
Biriyiz...
Aşık Reyhani Hayatı ve Örnek Şiirleri...
Aşık Veysel Şatıroğlu Şiirlerinden Örnekler...
Şiirde Kafiye Ve Redif Bilgileri...
Ümit Tokcan - Hayatı ve Bir Türkü ( Üryan geldim yine üryan giderim) Dinle...
SERAP HOCA- UNUTMA BENİ
Rıfat ARAZ Şair-yazar (Biyografisi ve şiirlerinden örnekler...)
Dedim - Dedi Şiiri ( Seslendirme: Mustafa Zorla )
Ölme Dost!
Mustafa USTA'nın Seslendirilmiş şiirleri...
Yazık Olsun (Ayşe Yıldız )
Bu Akşam... (Video Klip Seslendiren: A..Zade)
Biriyiz...
Topla göçümüzü gidelim gönül...(sesli, görüntülü şiir)
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır.(Aşık Veysel) Şiir ve Sesli Türküsü
Ümit Tokcan - Hayatı ve Bir Türkü ( Üryan geldim yine üryan giderim) Dinle...
TÜRKİYE NİN ÜZERİNDE BÜYÜK OYUNLAR OYNANIYOR...
Hacı Taşan - Hayatı ve Bir Türkü ( Bu gün ayın ışığı...) Dinle...
Benim Sadık Yarim Kara Topraktır.(Aşık Veysel) Şiir ve Sesli Türküsü
Sokaklarımız Sürgünlük Vefasızlık Kokuyor
Ecdadımız
İran' da yakılmak istenen ateşin nihai hedefi Türkiye’ dir.
Makberî Ahmet Akkoyun Şiirden Şuura Proğramı 2
ABD ve AB kahpeliği
Halk Edebiyatında Hece Ölçüsü
Yol Yol Akıp Durdum

https://www.halksiir.com/forum | halksiir@halksiir.com
Halksiir.com © 2007 - 2024 Tüm Hakları Saklıdır.
Bu Şairi Okudunuz mu:
Hulusi Şentürk


Forum Bölümü İstatistik :
Aktif Ziyaretçi:1 Online Üye:0 Üye Sayımız:225 Onay Bekleyen:0 Bugün Tekil:13 Bugün Çoğul:91 Toplam Tekil:496224 Toplam Çoğul:2208757 İp No: 44.202.128.177

Efkan Forum V.5.0 © 2005-2007 Tasarım Kodlama Efkan Ay