Gerçekmidir, rüyamıdır yaşarım,
Anlatayım, sen de hayra yor emmi...
Kırk maskeli insan görüp, şaşarım,
Uyanayım kâbuslardan, vur emmi...
Dört yanımız hilelerle kazılmış,
Büyük plan satır satır yazılmış,
Oyuncular sahnelere dizilmiş,
Perde düştü arkasını gör emmi...
Kahpelik bol, dünya denen bu handa,
Aydın(!) denen soytarılar meydanda;
Geriye git, tarih denen zamanda,
Soyu, sopu kimden gelir sor emmi...
Görünüşe aldanıp ta karılma,
Dal belleyip yılanlara sarılma,
Doğru diyen dostlarına darılma,
Kırılsan da, bükülmeden dur emmi.
Asırlardır yolumuza çıkarak,
Yılan olup boynumuzu sıkarak,
Durdurmuşlar; bizi, biz' le yıkarak,
Uyan artık, zincirleri kır emmi...
Unutma ki; “Mevlâ, bizden yanadır”
Bu topraklar; bacı, gardaş, anadır,
Son sözümüz; bana, ona, sana’dır,
Mazlumları şefkat ile sar emmi...